REZİLLİK DİZ BOYU…

Olan biteni izliyorsunuz memlekette..
Koskoca Fenerbahçe başkanının düştüğü hali,

Gencecik insanların yaşadığı bataklığı  izliyorsunuz…
Çorap söküğü gibi geliyor,
Görünen o ki,
Daha da gelmeye başlayacak …

Ne oldu da memleket bu hale geldi peki ?
Hani işine gelmeyince “ Ah o eski günler” safsatasını konuşanlar,
Şimdi bu yaşadıklarımızı neyle analiz ediyor ?
Particiyim ayağına görmeyen gözler,
Memleket sevdalısı görünürken,
Aslında memleket umrunda bile olmayanlar,
Ne düşünüyor bu yaşananlara…

Lafı evirip çevirmeyin…
İşi siyasete, sağa,sola, ıvır zıvıra da vurmayın !..
Perşembe'nin geleceği belliydi Çarşambadan...
Geldi de..

Yıllar önce yazdık,
“ Bu deli Yürkler, “ Kurtlar Vadileri”, “Televoleler” insanımızı içten içe yok ediyor..
Gençlerimizin zihnini bulandırıp,
İllegal hayatlara öznediriyor..
“Bu dizilerin verdiği zararı Yunan istihbarat servisi bile veremez” dedik !...
Biz bunu yazarken,
Kimileri burun büküp,
Yazan, çizenleri “siyaset yapmakla,
“Boş konuşmakla” suçladı !...
Kim haklıymış  çıktı mı şimdi ortaya ..?
Biz bunları yazarken, anlatırken,
Bazıları Polat Alemdarcılık oynadı..
O’nları gören gencecik çocukların sonu,
Daltonlar,Şirinle,Casperlar oldu...

Yine seneler önce dedik ki

 “ Sanal kumar çocukların cebinde…”
“Her telefon bir kumarhane !"
Ne oldu?
Bu gün slot denen, bahis denen  bela,
Sadece çocukları değil, aileleri de esir aldı..

Memlekete her şeyi siyasetçiden bekleyemezsiniz…
İnsanında, 
Vatandaşında da biraz “ahlak” olması lazım…
Hazur löp yemeye alışmış bireylerin,
“Bana dokunmayan yılan” diyenlerin..
Avantadan köşe dönme peşinde,
Tembellik diz boyu bir toplumun gelebileceği nokta,
Rümeysa'dan başka neresi olabalirdi ki ?

Var mı cevabınız ?